KOŞULSUZ SEVGİNİN ROTASI…
20 Ekim 2025, Pazartesi 13:52Özel Bir Yolculuk
Öyle çok ertelenmiş bir yazı ki; yazsan bir türlü, yazmasan bir türlü.
Öyle çok görmezden gelinen bir alan ki; görsen yüreğin sızlar, görmesen vicdanın susmaz.
Öyle çok istismar edilmiş ki; bilsen yüreğin yanar, bilmesen ruhun eksilir.
Ama biz yine de üstümüze düşeni yapalım…
Çünkü hakikati bilene, Halik’a gizli kalmaz hiçbir şey.
Hayat, bize her zaman haritalarda işaretlenmiş, düz ve aydınlık otoyolları sunmaz. Bazen, rotası belirsiz, ilk bakışta karanlık ve ürkütücü görünen, anlık ışıkların aydınlattığı patikalara yönlendirir .
İşte o yollardan bir tanesi: Özel bir çocuğa sahip olmak, işte tam da böyle bir yolculuğa çıkmaktır; Beklenmedik Bir Yolculuğun En Değerli Yolcuları olmaktır.
Bu, planlanmamış bir yolculuktur. Takvimleri doktor randevularının, terapi seanslarının ve küçük, ama dünyaları kadar büyük zaferlerin belirlediği bir dünya.
Toplumun "normal" kalıplarının dışında bir yaşamı öğrenmek demektir. Bu yolculuğun içinde; bazen içsel bir yalnızlık, bazen yutkunulamayan hıçkırıklar ve çözülmesi zor düğümler vardır. Rutinlerin dışındaki çabalar, ebeveynlerin yorgun omuzlarına binen en ağır yüktür.
Çoğu kimse için sıradan olan tek bir kelime, hedefine ulaşan bir adım ya da anlamlı bir göz teması, bu aileler için aylarca süren sabrın, emeğin ve koşulsuz sevginin en coşkulu kutlamasıdır. Onların sevinçleri, en saf haliyle yaşanır; çünkü sıradanlık, bu yolda en büyük mucizedir.
Sabrın metanetin nirvanasıdır ebeveynlik…
Elbette bu yolculukta yorulmak da var, geleceğe dair kaygılarla boğuşmak da. "Benden sonra ne olacak?" sorusu, bir gölge gibi bazen ebeveynlerin yüreğine düşer ve bu, belki de yolculuğun en zorlu virajıdır.
Çevrelerinden bekledikleri anlayışı bulamadıklarında hissettikleri yalnızlık ise hayatın en dik yokuşudur.
Kimisi bakar durur, yargılayan, acıyan, merak eden gözlerle. Kimisi göz çıkarır sözde yardımlarla umut kırar ümük sıkar…
Fakat madalyonun diğer yüzü, bu yolcuların kazandığı paha biçilmez erdemlerle parlar: Onlar, koşulsuz sevginin ne demek olduğunu herkesten daha iyi öğrenirler. Sabır, onlar için bir erdem değil, nefes alıp vermek gibi bir yaşam biçimi haline gelmiştir.
Empati kasları o kadar gelişir ki, dünyaya başkalarının göremediği, daha derin, daha merhametli bir pencereden bakmaya başlarlar.
Onlar, çocuklarının sadece fiziksel, zihinsel veya duygusal farklılıklarını değil; aynı zamanda bu farklılıkların ardında yatan eşsiz potansiyeli, saf sevgiyi ve dünyaya kattıkları o biricik rengi görürler.
Yargılayan bakışlara inat, çocuklarının kahkahasıyla güç bulan bu ebeveynler, hayata sımsıkı sarılan en cesur kaptanlardır. Onlar, görevin kutsallığını size öğreten, maddi ve manevi kazançların mutluluğunu anlıkta olsa almanızı sağlayan gizli kahramanlardır.
Bizlere düşen ise bu cesur kaptanların yolculuğuna saygı duymaktır. Onlara yargılayan gözlerle değil, anlayan bir kalple bakmak. Her birimize düşen sorumluluk; bir engel olup olmadığımızı sürekli sorgulamaktır.
Samimi bir gülümseme, "Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?" diye soran içten bir ses, bu meşakkatli ama bir o kadar da kutsal yolculukta onlara uzatılmış en değerli el olacaktır.
Unutmayalım ki, her çocuk özeldir ama bazıları, bize hayatı, sevgiyi ve insan olmayı yeniden öğretmek için gelmiş özel birer öğretmendir.
Sınıfta koridorda öğretmen olmanıza gerek yok vicdanınızda öğretmen olun…
Kayıtta yerleştirmede idareci olmanıza gerek yok vicdanınızda idareci olun…
Kısaca herhangi bir alanda herhangi bir unvan da olmaya gerek yok insan olmak yeterli…
Onların varlığı, dünyamızı zenginleştirir. Biz sadece bakmayı ve anlamayı öğrenmeliyiz.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum