Elazığ
16 Mayıs, 2025, Cuma
  • DOLAR
    38.25
  • EURO
    43.83
  • ALTIN
    4076.8
  • BIST
    9.317
  • BTC
    85102.848$

Azılı Suçlular, Sahte Kahramanlar

Azılı Suçlular, Sahte Kahramanlar
Azılı Suçlular; Devlet Düşmanlığını, Terörizmi Kutsayan Medya Ve Siyaset İllegalitesi

 

 

 

Bu yazımız da tarihi gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını ve bu hain projenin detaylarını tüm çıplaklığı ile okuyacaksınız.

Teröristlerin, Gaspçıların, soyguncu ve azılı katillerin bizlere nasıl halk kahramanları diye anlatıldığını göreceksiniz.

Banka soygunları, Gasp, Asker ve Polis ile silahlı çatışmalar, adam kaçırma rehin alma ve öldürme, Üniversite işgalleri, Uçak kaçırma, Silahlı örgütler kurup halkı devlete karşı silahlandırıp eylemler yapmak ve yaptırmak, Devleti ve Cumhuriyeti yıkmak için örgütlü eylemler düzenlemek. İşte bu kahramanların(!) işlediği suçlardan bazıları bunlar.

Evet değerli okurlarım yukarıda sıraladığım tüyler ürpertici suçları işleyenlere Dünyanın hiçbir Ülkesinde kahraman denilmez, İlahlaştırılmaz, isimleri devlet kurumlarına kamu alanlarına verilmeye çalışılmaz, anma etkinlikleri düzenlenmez, Türküler yakılmaz ve  Legalleştirilmez değil mi?

Ama ülkemiz de bu saydıklarım 50 yıldır bilinçli, örgütlü, ve profesyonel bir şekilde yapılmakta maalesef. Öncelikle bazı isimleri sizlere kısaca tanıtayım sonra da yazımıza devem edelim.

MAHİR ÇAYAN: THKP-C Örgütünün kurucusu ve başkanıdır, Rejimi yok etmek adına silahlı propaganda ve eylemler düzenlemiştir, Halkı silahlandırıp gerilla savaşları ile birbirine kırdırma  çalışmalarına önderlik etmiştir, İstanbul Başkonsolusu Ephraim Elrom’u İstanbul Şişli de kiraladığı örgüt evlerine kaçırarak günlerce sorguladıktan sonra kafasına sıkarak infaz etmiştir. Sibel Erkan isminde küçük kız çocuğunun evini basmak suretiyle rehin alıp günlerce esir tutan bir terör eylemcisidir, yargıya hesap vermemek adına tünel kazıp cezaevinden kaçmıştır. Ünye radar üssünde çalışan 3 teknisyeni kaçırarak Tokat Niksarın Kızıldere köyüne götürüp orada Asker ile çatışarak infaz etmiştir, aynı çatışmada beraberinde ki diğer örgüt mensuplarıyla beraber öldürülmüştür.

Bebek katili ve terör elebaşı Abdullah Öcalan’ın Mahir Çayan ile ilgili yaptığı açıklamayı hatırlaylım.”Ben Mahir Çayan’ın çizgisiyle onun sempatizanlığıyla başladım bu mücadeleye.40 yıldır Mahirin çizgisinin kavgasını yürütüyorum. Mahirin bana verdiği bir emanettir bu dava ve ben 40 yıllık süre içerisinde bu emaneti kavga boyutu ile en iyi şekilde yerine getirmek için uğraştım. Şimdi de bu emaneti HDP ye teslim ediyorum”

DENİZ GEZMİŞ: Üniversitede teşkilatlar kurarak örgütlendikten sonra Sosyal hak talebi bahanesi ile İstanbul Üniversitesini işgal etmiş,İşgal Konseyi adı verilen grubun Liderliğini yapmış ve uzun süren bu işgal süresince öğrencilerin dersliklerine girmesine engel olmuştur. Okulda yapılan aramalarda Deniz gezmiş’e ait çok sayıda silah ele geçirildi.1969 yılında Filistine giderek gerilla eğitimi almıştır. Hapisten çıktıktan sonra Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan ile birlikte THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) Örgütünü kurdu, bu örgütün temel amacı Türkiye Cumhuriyetini yıkarak yerine Marksist Leninist ilkelere dayalı Sosyalist bir Devlet kurmaktı. Deniz Gezmiş ve arkadaşları THKO Örgütünün kuruluşunu Ankara da ABD büyükelçiliği önünde nöbet tutan polislere kurşun sıkarak ilan ettiler. Yaralanan Polislerin düştüğü yere Deniz Gezmiş ve arkadaşları Sinan Cemgil, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan tarafından THKO bildirisi bırakıldı.

İş Bankasını silahla soymak, İstanbul da birkaç soygun ve Gasp, ODTÜ de bir görevlinin arabasını gasp, zorla evine girdiği bir Assubayın eşini yaralamak, Şarkışla ve Gemenek te güvenlik güçleri ile silahlı çatışma, ABD Askerlerinin kaçırılması eylemleri işlediği suçlardan sadece bazılarıdır. 6 Mayıs 1972 tarihinde İdam edildi. İdam öncesi son sözleri şunlar oldu “Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi”

ULAŞ BARDAKÇI: Sosyalizmi benimseyerek Türkiye İşçi Partisine katılmış sonrasında da Dev-Genç’in kuruluşunda etkin bir rol oynamıştır. ABD Büyükelçisi Robert Komer’in aracının ODTÜ bahçesinde yakılması eylemine katılmıştır .Devrimin ancak savaşçı bir partiyle mümkün olabileceğini savundu ve 1970 sonlarında Mahir Çayan ile birlikte THKP-C nin kurulması çalışmalarında yer aldı ve ilk genel kömitede örgüte para, malzeme ve  silah bulma işleriyle görevlendirildi.

THKP-C nin ilk silahlı eylemi olarak 1971 yılında  Ankara Küçükesat Ziraat Bankası silahlı soygununa katıldı. Mahir Çayan ile birlikte Başkonsolos Ephraim Elrom’un kaçırılması eylemini gerçekleştirdi. Tutuklu bulunduğu Maltepe Cezavinden diğer THKP-C üyeleri ile birlikte tünel kazarak kaçtı ve İstanbul da eylemlerine devam etti. Ulaş Bardakçı Polislerle girdiği çatışmada vurularak öldürüldü.

ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: 1970 Yılında Dev-Genç Genel Başkanlığına seçilmiştir. Mahir Çayan ve arkadaşları ile birlikte Kaçırılan 3 teknisyeninde yanlarında bulunduğu  Kızıldere köyünde  saklandıkları ev de Askerler ile girdikleri  silahlı çatışmada ilginç bir şekilde sağ kurtulan tek kişidir. Askerler ile girdikleri silahlı çatışma da Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp ve kaçırdıkları 3 NATO görevlisi yani toplamda 13 kişi ölürken Ertuğrul Kürkçü sağ olarak kurtulmuştur.BDP ve HDP den Milletvekili olan Ertuğrul Kürkçü bir çok Devrimci Örgütün faaliyetlerin de etkin görevler almış ve bir çok yasadışı eyleme katılmıştır. TBBM ye ulaşmış 16 farklı fezleke uyarınca yargılanmıştır ayrıca “Terör Örgütü propagandası” yapmaktan mahkumiyeti vardır ve halen Diyarbakır, Siirt, Silvan, Batman, İstanbul, Gebze, İzmir ve Ankara mahkemelerinde yargılanmaya devam etmektedir.

Ertuğrul Kürkçü kaçırdıkları 3 ingilizi kur’a çekerek öldürdüklerini de yıllar sonra itiraf etmiştir.

Diğer isimlerin kabarık suç dosyalarını tek tek yazarak köşe yazımı daha fazla uzatmak istemiyorum lakin şunu belirtmeliyim ki isimlerini yazacağım kişilerin de suç dosyaları Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ile aynı ve benzer içeriktedir.

Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Hüseyin Cevahir, Hüdai Arıkan, Taylan Özgür… ve diğerleri.

50 Yıldır amiyane tabir ile bizlere yutturulmaya çalışılan şey ise bu kadar suçu işlemiş devlet ile silahlı mücadeleye girmiş, Cumhuriyeti yıkıp Marksist Kominist ilkelere dayalı bir Devlet kurma mücadelesi vermiş, Cinayet-Gasp-Soygun-Silahlı eylemler, Adam kaçırma, Üniversite işgalleri Terör faaliyetleri suçlarını işlemiş bu Militanların “VATANSEVER KAHRAMANLAR” olduğudur.!

Malum Medyanın son 50 yılda ki tüm Belgesellerin de, tüm haberlerin de, tüm programlarında bu militanlar kahraman olarak, bu militanların Güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmalar da ölmüş olmalarını da Devletin yaptığı katliamlar olarak bizlere anlattılar ve gösterdiler.

Bir diğer şaşırtıcı durum ise şudur ki Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu devleti ve rejimi yıkarak Marksist kominist rejim kurma mücadelesi veren bu silahlı Devrimcilerin anma etkinliklerine katılan, mezarlarını ziyaret eden, O isimlere güzellemeler yapan, İsimlerinin sokaklara caddelere köprülere devlet kurumlarına verilmesi için TBMM ye teklifler sunan parti ise Atatürk’ün kurmuş olduğu partidir yani CHP..!

CHP Tarafından hazırlanan 1974 affı ile THKP-C nin cezaevlerinde bulunan bütün unsurları serbest kalıyor ve serbest kaldıktan sonra 6 yıl boyunca kan akıtmaya devam ediyorlar.

Akıttıkları kanlardan bazılarını hatırlayalım, MHP nin görevi başında ki 12 İl Başkanı ve 44 İlçe Başkanına düzenlenen kanlı suikastlar. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’e suikast amacı ile MHP Genel Merkezine düzenledikleri silahlı ve bombalı saldırı eylemi ve o saldırı da Şehit ettikleri  2 MHP görevlisi. 3.600 Ülkücü ye düzenledikleri kanlı eylemler ve daha niceleri..

 Terör ve insanlık suçları işlemiş bu teröristlere türküler yakılmış, kusursuz kahramanlar oldukları anlatılmış ve bizler de 50 yıl boyunca oturup izlemişiz.

O dönemleri iyi araştırmayan iyi okumayan yeni nesil evlatlarımızın ise bir çoğu ise bu palavralara, bu yalanlara, bu hain projeye inanmıştır maalesef.

 Mahir Çayan’ın ve Deniz Gezmiş’in hayatta olan militan arkadaşları televizyonlara verdikleri yüzlerce röportaj da utanmadan sıkılmadan ve korkmadan Devlet ile, Asker ile, Polis ile girdikleri silahlı eylemleri, Silahları nerelerde sakladıklarını, Gerilla eğitimlerini nerelerde aldıklarını, terör suçlarından dolayı devlet tarafından arandıkları dönemlerde kendilerine kimlerin yardım ve yataklık ettiğini, bu azılı suçluların ne kadar kahraman ve vatansever olduklarını, tüm terör eylemlerinin planlarını gururla anlatmışlardır ve halen anlatmaya devam etmektedirler.

Mesele asla Sağ-Sol meselesi değildir. Ülkemizi vatanımızı sevdikten sonra, sadık olduktan sonra, büyütmek yüceltmek istedikten sonra isteyen sağ’dan gider isteyen Sol’dan gider. Her iki yolun da amacı Türkiye menfaatleri olduktan sonra hiçbir sorun yoktur. Mesele Vatansever yada vatan haini olma meselesidir.

Şu çok net bilinmelidir ki;  Fetö’ yü öven Fetöcü ise , PKK yı öven PKK lı ise, Vatan hainlerini övenler de  vatan hainidir. Olay bu kadar nettir ve bu kadar gerçektir.

Bir sonra ki yazım da ise hayatı boyunca kadınlara şiddet uygulamış, Kürdistan hayalini defalarca dile getirmiş, işledikleri suçlardan dolayı Devlet tarafından aranmakta olan Mahir Çayan ve arkadaşlarını evinde saklamış, Adana da onlarca kişinin gözü önünde bir Hakimi öldürdüğü söylenmekte olan, hapisten kaçmış kaçak bir yaşam sürmüş Çirkin Kral lakaplı Yılmaz Pütün yani Yılmaz Güney’i anlatacağım sizlere.

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır diyor ve siz değerli okurlarıma saygılarımı sunuyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!