SADECE ŞAHİN BAŞKANLA OLMAZ.!

Şahin Şerifoğulları Yönetimi Sahada Güçlü Duruyor
Elazığ Belediyesi’nin özellikle Harput bölgesinde gerçekleştirdiği çevre düzenlemeleri, kazandırdığı müzeler, tarihi yapı restorasyonları, açık hava mekânları, yürüyüş yolları ve tarihi değerleri gün yüzüne çıkarma çabası son derece dikkat çekici. Hazar Gölü çevresinde yapılan peyzaj çalışmaları, festival organizasyonları ve sosyal donatı alanları ile Elazığ artık “bir şeyler oluyor” hissini güçlü şekilde veriyor. Özellikle yaz döneminde yerli turistin ilgisini çeken bu adımlar, belediyenin turizmi yalnızca konuşmadığını, uyguladığını da gösteriyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtımda Sınıfta Kaldı
Ancak Elazığ’da turizmin yönetimi sadece belediyenin sırtına bırakılamaz. Şehirde turizmin ana aktörlerinden biri olması gereken İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, yıllardır kente dair özgün bir tanıtım politikası ortaya koyamıyor.
 Düzenlenen etkinliklere bakıldığında bu tablo açıkça görülüyor: Kahve Festivali, Çikolata Günleri, Salçalı Köfte Festivali gibi Elazığ kültürüyle doğrudan ilgisi olmayan, ithal ve yüzeysel etkinlikler ne yerel halkta sahiplenme duygusu yaratıyor ne de turistte merak uyandırıyor. Oysa bu şehir öyle bir şehir ki; bastığı taşın bile bir hikâyesi, pişirdiği yemeğin yüz yıllık mirası var.

Kentin Kimliğini Yansıtmayan Etkinliklerle Tanıtım Olmaz
Elazığ’ın güçlü olduğu alan belli: Tarih, doğa, Musiki ve gastronomi. Ancak bu alanlar yerine dışarıdan transfer edilen, her şehirde yapılan festivallerle fark yaratmak mümkün değil.
 Sadece son bir yılda yapılan etkinliklere baktığımızda kahve, çikolata ve çeşitli fast food temalı organizasyonlar dikkat çekiyor. Ne yazık ki bu etkinliklerde Elazığ’a ait kültürel bir iz yok, gelen turistin kente dair bir şey öğrenmesi mümkün değil.
 Bu tür organizasyonlar sadece tüketimi artırır, şehri tanıtmaz. Oysa Elazığ’ın kendi hikâyesi, kendi mutfağı, kendi sesi var. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün asli görevi, bu sesi duyurmak olmalı; gürültüyle boğmak değil.

Rıdvan Nazırlı’nın Gastronomi Vizyonu Umut Veriyor
Bu süreçte AK Parti Elazığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın gastronomi alanındaki girişimleri ise şehir adına umut verici. Elazığ’a ait coğrafi işaretli ürünlerin tescillenmesi, gastronomi festivallerinin kent kimliğiyle entegre edilerek planlanması ve UNESCO Gastronomi Ağı’na dahil olma hedefi gibi somut adımlar, Elazığ’ın tanıtımında gerçekçi ve kalıcı bir yol açabilir. Nazırlı’nın bu alanda gösterdiği inisiyatif, turizmin yalnızca etkinliklerle değil, temsiliyetle gelişeceğini bilen bir yaklaşımı yansıtıyor, lakin bu da yeterli olmuyor.

Şehirde Sistem Yok  Ama Umut Var
Elazığ’ın turizm açısından ciddi bir potansiyeli var. Bu potansiyelin bir bölümü belediye eliyle açığa çıkarılıyor. Ancak şehrin geri kalanı için hâlâ temel bir turizm planı, ortak bir dil, profesyonel bir içerik ve sürdürülebilir bir tanıtım modeli oluşturulabilmiş değil.
 Belediye sahada var, milletvekili gastronomide aktif ama İl Kültür Müdürlüğü’nün hâlâ günübirlik organizasyonlarla kamuoyunu oyalamaya çalışması kabul edilemez. Bir şehir salçalı köfte festivaliyle tanıtılamaz. Elazığ gibi binlerce yıllık geçmişe sahip bir coğrafya, çikolata standıyla anlatılamaz.
 Bu şehir sadece güzel olduğu için değil, doğru anlatıldığı için ziyaret edilir. İşte o anlatımın dili henüz bulunamadı.

Tanıtmak Değil, Temsil Etmek Gerek
Elazığ’ı hak ettiği yere taşıyacak şey, sadece organizasyon yapmak değil; o organizasyonların şehrin ruhunu taşımasıdır. Şahin Başkan’ın sahada varlığı ve Rıdvan Nazırlı’nın gastronomi vizyonu doğru adımlar. Ama İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ve siyasi aktörlerin bu adımlara ayak uydurması, üzerindeki sorumluluğun farkına varması ve artık klişelerden çıkarak Elazığ’a yakışan işlerin yapılması gerekiyor. Elazığ’ın güzelliği hazır, ruhu var. 
Sıra bunları doğru yönetebilmekte ve  doğru temsil edebilmekte.