© Manset23 2020

Sivil Toplumun Maskesi,Faaliyet Yok, Ama Tabela Var!

Elazığ’da her geçen gün yeni bir dernek daha kuruluyor. Tabelalar asılıyor, açılış kurdeleleri kesiliyor, sosyal medyada “gönüllülük” pozları veriliyor. Ancak iş sahaya inmeye, vatandaşa dokunmaya, gerçek bir sosyal fayda üretmeye geldiğinde büyük bir sessizlik hâkim. Elazığ’da son yıllarda sivil toplum alanında yaşanan bu görüntü kirliliği, kamuoyunda “tabela dernekçiliği” olarak tanımlanıyor ve giderek kronik bir soruna dönüşüyor.

Elazığ’da her geçen gün yeni bir dernek daha kuruluyor. Tabelalar asılıyor, açılış kurdeleleri kesiliyor, sosyal medyada “gönüllülük” pozları veriliyor. Ancak iş sahaya inmeye, vatandaşa dokunmaya, gerçek bir sosyal fayda üretmeye geldiğinde büyük bir sessizlik hâkim. Elazığ’da son yıllarda sivil toplum alanında yaşanan bu görüntü kirliliği, kamuoyunda “tabela dernekçiliği” olarak tanımlanıyor ve giderek kronik bir soruna dönüşüyor.

 SAYI VAR, İŞ YOK!
Resmi kayıtlara göre Elazığ’da 700’ü aşkın dernek faaliyet gösteriyor. Ancak bu “faaliyet” ifadesi yalnızca resmi evraklarda geçerli gibi duruyor. Çünkü sahaya çıktığınızda çoğu dernek kapalı, tabelası paslı, camı kırık ya da içinde sadece bir masa ve birkaç sandalye bulunan ofislerle karşılaşıyorsunuz. Faaliyet raporları ise ya boş ya da kopyala-yapıştır metinlerle dolu.

Peki bu dernekler ne için kuruluyor? Gönüllülük ruhu için mi, yoksa vergi muafiyetinden, belediye desteklerinden, kamu fonlarından “usulünce” faydalanmak için mi?

DERNEK GÖRÜNÜMLÜ KOLTUK YARIŞLARI
Bazı dernekler yıllardır aynı başkanla “yönetiliyor”. Hiçbir seçim yapılmıyor, aidat toplanmıyor, faaliyet yapılmıyor. Ama başkanlar boy boy basın açıklamalarıyla kamuoyuna demeç veriyor, seçim dönemlerinde siyasi partilerin etrafında şekil alıyorlar. “Dernekçilik” değil, adeta kişisel PR ve iktidar gösterisi yapılıyor.

Bu durum, gerçek emek veren sivil toplum gönüllülerini de derinden yaralıyor. Birçok aktif çalışan dernek, tabela dernekçiliği yüzünden aynı kategoriye alınmaktan, güven kaybından ve bürokratik engellerden şikâyetçi.

MAKAM İÇİN DERNEK, DERNEK İÇİN MAKAM!
Elazığ’da bazı isimler, hiçbir etkinlik yapmadan sadece “dernek başkanı” sıfatıyla saygı görüyor. Kamu kurumlarında, siyasi platformlarda “temsil” adı altında yer buluyorlar. Oysa temsil ettikleri bir üye kitlesi bile yok. O derneklerin web siteleri yok, adreslerinde kimse yok, telefonları çalmıyor bile.

Peki bu kişiler neden hâlâ bu yapıları sürdürüyor? Çünkü “dernek” etiketi bazı kapıları açıyor. Devlet destekleri, projeler, yurtdışı fonları, hatta zaman zaman kamu ihaleleri bile bu sıfat sayesinde kolaylaşabiliyor.

VATANDAŞ NE DİYOR?
Manşet 23’e konuşan birçok Elazığlı vatandaş tabela dernekçiliğinden son derece rahatsız:

“Dernek kuruyorlar ama yardım etmiyorlar. Mahallede bir çocuğun kitabı yok, ama adam yardım derneği başkanıyım diye geziyor.”

“Gerçek çalışanlar bir yere gelemiyor, çünkü sahte dernekler önlerini kesiyor. Fonları onlar alıyor, sesi çıkanlar dışlanıyor.”

“Bunca tabela arasında hangisi gerçek, hangisi sahte artık seçemiyoruz.”

 SİVİL TOPLUM ÇÜRÜYOR MU?
Tabela dernekçiliği, sadece ahlaki değil yapısal bir çöküşün de habercisi. Gerçekten çalışan, üreten, gönüllüleriyle toplumun yarasına merhem olmaya çalışan dernekler; bu sahte görüntülerin gölgesinde kalıyor. Destek bulamıyorlar, görünür olamıyorlar, bürokratik engellerle boğuluyorlar.

Bu durum sadece Elazığ’da değil, Türkiye’nin pek çok yerinde karşımıza çıkan bir problem. Ancak Elazığ’da özellikle küçük ve kapalı çevre ilişkileri nedeniyle bu “maskeli yapıların” önü daha kolay açılıyor. Kimse sorgulamıyor, denetim mekanizmaları işlemiyor, hatta bazı kamu görevlileri bu yapıların “resmiyetine” dayanarak destek vermeye devam ediyor.

NE YAPMALI?
Bu çarpık sistemin ortadan kaldırılması için ciddi adımlar atılması gerekiyor:

Yıllık Zorunlu Faaliyet Şeffaflığı: Her dernek, yılda en az 3 sosyal ya da kültürel etkinlik yapmakla yükümlü olmalı ve bunu kamuya açık biçimde belgelemeli.

Bağımsız Denetim Kurulu: Derneklerin faaliyetleri sadece mülki amirlikler değil, bağımsız STK platformları tarafından da izlenmeli.

Tabelaya Değil Eyleme Bakılmalı: Kamu destekleri, sadece “faal” derneklere verilmelidir. Tabelası olan ama etkinliği olmayan yapılar tüm fonlardan men edilmelidir.

Toplumsal Farkındalık Artırılmalı: Halk, hangi derneklerin gerçekten çalıştığını sorgulamalı. Destekler bilinçli verilmelidir.


Sivil toplum demek; halk için, halkla birlikte çalışan gönüllü yapılar demektir. Eğer bir dernek, sadece bir ad, bir tabela, bir kartvizitten ibaretse; bu sivil toplum değil, organizasyon maskesi altında yürütülen kişisel ajandalardır. Elazığ’da tabela dernekçiliği artık sadece eleştiri konusu değil, gerçek bir sosyal çürümenin göstergesidir.

Bu çürüme ya denetimle, şeffaflıkla ve toplumsal farkındalıkla temizlenecek…
Ya da bir süre sonra gerçekten çalışan dernekler de bu kokuşmuş yapının içinde kaybolup gidecek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER