© Manset23 2020

ELAZIĞ'DA EMEKLİ MAAŞI YETMİYOR HAYAT İKİNCİ BİR İŞLE DEVAM EDİYOR

Yıllarca çalışıp alın teri döken, bir ömür boyu vergi ödeyen, üretime katkı sunan binlerce emekli… Artık dinlenmeleri gerekirken Elazığ’ın sokaklarında, tezgâh başlarında, güvenlik kulübelerinde yeniden işbaşı yapıyorlar. Çünkü bugün emekli olmak; huzur bulmak değil, geçim derdinin yeniden başladığı bir hayatı anlatıyor.

 

Elazığ’da temel ihtiyaçlara yetişemeyen, yalnız yaşayan ya da ailesine yük olmak istemeyen birçok yaşlı, sabahın erken saatlerinde yeniden çalışmak zorunda kalıyor. Pazarda satış yapan, merdiven silen, paket taşıyan, inşaatta çimento karıştıran emekliler, sessiz bir toplumsal çöküşün işaret fişeğini yakıyor.

EMEKLİLİK BİR İSTİRAHAT DEĞİL, HAYATTA KALMA MÜCADELESİ
2025 yılı itibarıyla en düşük emekli maaşı 14.000 TL. Ancak bu tutar, Elazığ gibi hızla büyüyen şehirlerde ne kira ne mutfak masrafı için yeterli görülüyor. Üstelik bu maaş, tek başına yaşayan ya da sağlık sorunları olan yaşlılar için adeta açlık sınırının altında bir yaşam anlamına geliyor.

Artan gıda fiyatları, yükselen kira bedelleri ve temel ihtiyaçlardaki zamlar, emeklileri Türkiye’nin en kırılgan toplumsal grubu haline getirmiş durumda. Emeklilik, artık huzur değil; geçim derdinin daha görünür hâle geldiği bir döneme dönüşmüş durumda.

KALDIRIMLAR İŞ, BANKALAR BORÇ KAPISI
Şehrin merkezinde kaldırımlarda ayakkabı boyayan yaşlılar, pazar yerlerinde kendi üretimi birkaç marulu satmaya çalışan nineler, sokakta mendil satan 70 yaş üstü bireyler artık sıradanlaştı. Bankalarda ise kredi kartı borcu nedeniyle sıra bekleyen emekliler, yalnızca parasını değil, onurunu da ay sonuna yetiştirmeye çalışıyor.

Bazı emekliler ise ayakta duramayacak halde olmalarına rağmen, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için belediyelerden veya derneklerden destek istemeye mecbur kalıyor. Ancak bu destekler de sistematik olmaktan çok uzak. Elazığ’da sosyal dayanışma, yalnızca acil durumlarda hatırlanıyor; sürekli değil.

ŞEHİR BÜYÜYOR, YALNIZLIK DA ÖYLE
Çocukları başka şehirlere göç etmiş, dul kalmış ya da yalnız yaşayan yaşlılar için Elazığ artık bir zamanlar bildikleri şehir değil. Mahalle kültürü parçalanmış, komşuluk unutulmuş, dayanışma yerini ekranlara ve sosyal yardımlaşma listelerine bırakmış durumda.

Emekliler çoğu zaman yalnızlıktan, konuşacak kimse bulamamaktan, sosyal hayattan dışlanmaktan yakınıyor. Bu da fiziksel değil, ruhsal bir çöküşü beraberinde getiriyor.

EMEKLİLİK BİR HAKSA, YAŞLILIK DA ONURLU OLMALI
Bugün Elazığ’da yaşlılık, yorgunlukla değil, umutsuzlukla tarif ediliyor. Çalışacak gücü kalmayan ama çalışmak zorunda olan binlerce kişi, ne zaman dinlenebileceğini bile bilmiyor. Emekli kartları ceplerinde ama gerçek emeklilik hâlâ çok uzakta…

Emeklilik; bir teşekkür değil, bir borç gibi yaşatılıyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER